HISTORY
October 21, 2020

Hipokrat Kimdir

Koslu Hipokrat, tıbbın babası olarak kabul edilen İyonyalı hekimdir. Milattan önce 5. ile 4. yüzyıllar arasında yaşamıştır. Hastalıkların doğa üstü güçlerle bağdaştırıldığı bir dönemde hastalıklara daha olgusal yaklaşmıştır. Hipokrat’ın hayatını her ne kadar mitolojik öğelerle harmanlanmış bir şekilde öğrenmiş olsak da varlığı tarihsel bir gerçekliktir.

Hipokrat’ın hayatından önce dönemin ruhunu anlamak için Asklepios üzerine bir şeyler karalamak istiyorum.

Aesculapius’tan Hipokrat’a

Asklepios, Apollon ile Koronis’in oğlu, mitolojide sağlık tanrısıdır. Ölmek üzereyken kurtarılmış ve Kheiron’a – sentorların en bilgesi – emanet edilmiştir. Kheiron yanında doğanın iyileştiriciliğinin sırlarına hakim olan Asklepios, bir hekim olarak kendini geliştirir. Yanından hiç ayırmadığı yılanlı asası zamanla bir simgeye dönüşecektir ( Rod of Asclepius ).

Mitoloji bu ya, en sonunda Asklepios ölüyor. Hekimlik mesleği ise kızı Hygieia, temizlik tanrıçası, tarafından devam ettiriliyor. Ayrıca oğulları da Asklepiades adıyla mesleği devam ettiriyorlar. Asklepiades, Asklepios’un soyundan gelen hekimlerin tanımlandığı mitolojik bir sıfata dönüşüyor. İşte Hipokrat’da bazı kaynaklarda mitolojiye göre Asklepiades olarak anılmıştır.

Asklepios’un ölümünden sonra takipçileri şifa tapınakları olarak bildiğimiz Asclepeiaları Antik Yunanistan’ın dört bir yanına inşa etmişlerdi. Bu tapınaklarda verilen ‘tıp’ hizmeti, daha ziyade ruhani bir biçimdeydi. İyi düşünmeye ve düzgün bir diyete yönelik vurgular yapılmaktaydı.

Hipokrat’ın Doğumu

Hipokrat milattan önce 460 yılında İstanköy’de doğmuştur. Asklepiosun soyundan geldiği düşünülmektedir. Babası Heraclides de bir hekimdi ve Hipokrat hekimliği öğrenmeye ailesinin yanında başladı. Hayatını hakkında anlatılan hikayeler ve ondan bahseden eserlerden öğrenmekteyiz. Bugün Hipokrat hakkında bildiklerimizin büyük bir çoğunluğunu Efesli Soranus‘a borçluyuz.

Hipokrat, hem hastalıkları iyileştirmek, hem de öğrencilerini eğitmek için Anadolu ve Yunanistan’da gezmiştir. Trakya’da Demokritos ile tanışmış ve onun ne kadar bilge bir insan olduğunu belirtmiştir. Gezilerinden sonra Kos adasında kurduğu Tıp Okulu bugün ona tıbbın babası sıfatını verme nedenimizdir.

Humoral Patoloji

Humoral patoloji, Antik Yunan ve onları izleyen medeniyetlerce hastalıkların ilişkilendirildiği dört sıvıyı ifade etmektedir. Doğadaki dört elementin insan vücudundaki dört karşılığıdır. Bu dört sıvı kan, balgam, sarı safra ve kara safra olmaktadır. Humoral patolojiye göre sıvıların dengesi bozulduğunda hastalıklar meydana gelmektedir. Bu dört sıvının yanında dört iç organ da humoral patolojide oldukça önemlidir. Bu dört organ dört sıvıyla ilişkili olarak şöyledir : Kan-kalp ve karaciğer, balgam-beyin ve akciğer, kara safra-dalak, sarı safra-safra kesesi. Ayrıyeten dört sıvı hayatın dört dönemiyle de ilişkilidir. Humoral patoloji, coğrafi keşifler sırasında yeni dünyaya da taşınmıştır ve Latin Amerika’da hala yararlı olarak değerlendirilmektedir. Humoral patolojinin Amerika orijinli olduğunu savunan görüşler de bulunmaktadır.

Hipokrat Yemini

Hipokrat Yemini eski metinde doktorların etik standartları koruyacağına dair Apollo, Asklepios, Hygieia, Panacea ve diğer tanrılara ettiği yemindir. Günümüzde ise bu tanrılara değil, onur üzerine yemin edilmektedir. Aşağıda Hipokrat Yemini’nin çevirisi yer almaktadır. Kaynak: Wiki.

Hekim Apollon, Asklepios, Higiya, Panacea üzerine ve bütün Tanrı ve Tanrıçaların huzurunda yemin ederim ki, yeteneğim ve gücüm elverdiğince bu and ve sözleri tutacağım:Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifai bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlâtlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve and içmişlere öğreteceğim.Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim.İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim.Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım.İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olan (cerrah)lara bırakacağım.Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim.Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım.

Hipokrat Sonrası

Hipokrat milattan önce 375 yılında Yenişehir’de vefat etmiştir. Hipokrat’tan sonra insanların sağlığa bakışında pek çok şey değişti. İnsanlar, sağlığa karşı hala ruhani bir bakış açısına sahip olsalar da diyete ve egzersizlere daha çok önem vermeye başladılar. Bunun yanında Hipokrat’ın humoral patolojisine inanç Avrupa’da ve Yunan filozoflardan etkilenen diğer uygarlıklarda uzun bir süre yerleşti. Doktorlar, işlerini yaparken etik kurallara daha çok riayet etmeye başladılar. Ve zamanla doktorların çok eğitimli, entelektüel kapasitesi yüksek kişiler olması gerektiği görüşü yaygınlaştı. Doktorların toplumdaki itibarı arttı. Bunlar, Hipokratın Klasik Çağ’da nüfuzuyla yarattığı değişimlerdir.

https://disportal.net/tibbin-babasi-olarak-bilinen-hipokrat-kimdir/