375 Sayılı KHK ile Kamu Görevinden Çıkartma
Kamu görevinden çıkarma, 375 sayılı KHK ya göre memurun bir daha kamu görevinde istihdam edilemeyecek şekilde ilişiğinin kesilmesi olarak tanımlanabilir.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Olağanüstü halin ilan edilmesiyle, terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları değerlendirilen memurlar OHAL KHK’ları ile kamu görevinden çıkarılmışlardır. Bu şekilde kamu görevinden çıkarılanlar 685 sayılı KHK ile kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvurmuşlardır. Buradan olumsuz cevap almaları halinde ise idare mahkemelerinde iptal davası açmışlardır.
Olağanüstü halin sona ermesinden sonra ise kamu görevinden çıkarma 31.07.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7145 sayılı Kanun’un 26.maddesine göre olmuştur. 7145 sayılı Kanun’un 26.maddesi 375 sayılı KHK’nın Geçici 35.maddesine eklenmiştir.
375 sayılı KHK’nın Geçici 35.maddesine göre, terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı oldukları değerlendirilen memurlar çalıştıkları kurumun bağlı bulunduğu Bakan Onayı ile kamu görevinden çıkarılmışlar ve çıkarılmaya da devam edilmektedir.
Bu yazımızda 375 sayılı KHK ya göre kamu görevinden çıkarma müessesesinin devlet memurluğundan çıkarmadan farkından, açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkemeden ve dava dilekçelerinde ileri sürülebilecek olası savunmaların neler olabileceğinden bahsedeceğiz.
Kamu Görevinden Çıkarma — Devlet Memurluğundan Çıkarma Farkı
Devlet Memurluğundan çıkarmada, kurumların kendi mevzuatları da olmakla birlikte, genel Kanun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’dur. 657 sayılı Kanuna göre Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarma olarak tanımlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre Devlet memurluğundan çıkarma için;
- Disiplin cezası gerektiren fiilin Kanun maddesinde belirtilmesi,
- Disiplin cezası gerektiren fiil disiplin amirlerince öğrenildikten sonra derhal soruşturmaya başlanması,
- Bu çerçevede soruşturma oluru verilmesi ve soruşturmacı atanması,
- Soruşturmacının hakkında disiplin soruşturması yaptığı memurun leh ve aleyhindeki delilleri toplaması,
- Bu işlemleri yaptıktan sonra bir disiplin soruşturma raporu düzenlemesi,
- Disiplin soruşturma raporunda memurun hangi fiili işlediği ve fiilin hangi cezayı gerektirdiğinin açık bir şekilde ortaya konulması,
- Disiplin amiri tarafından memurun son savunmasının alınması veya 657 sayılı Kanunun 129.maddesinde belirtilen hakların tanınması ve
- Yüksek Disiplin Kurulu tarafından memur hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesi gerekir.
Bütün bu belirtilenler Devlet Memurluğundan çıkarma cezası verilecek memur için usuli güvencelerdir. Bunlardan birine uyulmaması disiplin cezasının iptal edilmesine neden olacaktır.
Ancak 375 sayılı KHK ya kamu görevinden çıkarmada, bütün bu usuli güvenceler dikkate alınmamaktadır. Memurun terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu yönünde kurumlarında kurulacak Komisyonca bir değerlendirme yapılması yeterli görülmektedir. Bu değerlendirmeden sonra savunma hakkı(savunma istem yazısında bulunması gereken unsurlara aykırı) tanınarak memur hakkında kamu görevinden çıkarma cezası verilmektedir.
375 sayılı KHK ile Kamu Görevinden Çıkarma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu değerlendirilen memur Bakan Onayı ile kamu görevinden çıkarılır. Kamu görevinden çıkarma işlemine karşı bu işlemin tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılabilir. Görevli mahkeme İdare Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 33/2.maddesine göre memurun son görev yaptığı yer idare mahkemesidir. Husumet Bakanlığa yöneltilir. Örneğin, memur Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışıyorsa burada davalı Sağlık Bakanlığı’dır.
Dava Dilekçelerinde İleri Sürülebilecek Olası Savunmalar 1- Değerlendirme
375 sayılı KHK’da memurun kamu-görevinden çıkarılması için terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı olduğunun kurum içinde kurulan Komisyonca değerlendirilmesi yeterli görülmüştür.
Dava dilekçesi yazılırken bahsi geçen
- Değerlendirmenin neye göre yapıldığının,
- Değerlendirmeye hangi fiil veya davranışların esas alındığının
ortaya konulması açısından bu işlem dosyasının dava dosyasına celbinin sağlanması gerekmektedir. Aksi durum muğlak bir durum oluşturur ve hukuki denetimi engeller.
2- Kontörlü/Ankesörlü Telefonlardan Aranma — Ardışık Aranma
Bu hususun genellikle asker olarak görev yapan memurların dosyasında yer aldığı görülmektedir. Ancak burada önemli olan ve ortaya konulması gereken husus,
- Aramaların kimler tarafından yapıldığının,
- Bu aramalarda hangi hususların konuşulduğunun(içeriğinin) ve
- Arama örgüt araması deniyorsa bir talimat alınıp alınmadığının, talimat alındıysa ne şekilde uygulandığının
ortaya konulmasıdır. Öte yandan ardışık arandığı iddia edilen kişilerin birbirini tanıması ve bir hiyerarşinin olması da gerekir. Salt kontörlü/ankesörlü telefonlardan aranmanın bir hukuk devletinde kamu görevinden çıkarmaya dayanak oluşturamayacağı açıktır.
3- Bank Asya’ya Para Yatırma
İdareler tarafından Bank Asya’ya para yatırma kamu görevinden çıkarma için yeterli görülmektedir. Ancak idare mahkemeleri ve Yargıtay kararları çerçevesinde Bank Asya’ya para yatırmanın dayanak alınabilmesi için;
- Paranın örgüt talimatıyla yatırılması,
- 17–25 Aralıktan sonra toplu para yatırılması veya
- Olağan/güncel bankacılık işlemler dışında işlemler yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle dava açılırken Bank Asya hesap hareketlerinin dava dosyasına celbinin sağlanması gerekir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay, olağan bankacılık işlemlerini örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirmemektedir.
4- Örgüte Müzahir Okula Çocuğunu Gönderme
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 03.12.2018 tarihli ve E: 2018/1958; K: 2018/4762 sayılı kararında da sanığın, “Çocuğunu örgüte müzahir okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini” belirtmiştir.
Bu çerçevede, örgüte müzahir okula çocuğunu göndermek iltisak veya irtibat kavramları çerçevesinde değerlendirilmeyebilir. Aynı zamanda, okulun ikamet adresinize yakınlığı, okulun teşvik-alan okullardan olması ve çocuğunuzun okulu burslu kazanması da savunma açısından önemli etkenlerdendir.
5- Memur Hakkında Soruşturma veya Ceza Davası Bulunması
Memur hakkında soruşturma bulunması veya ceza davası açılması örgütle irtibat veya iltisak için yeterli görülmektedir. Masumiyet karinesine aykırı olarak kamu görevinden çıkarma kararları verilmektedir. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar bir kişi masum sayılacağından bu hususunda dava dilekçelerinde özellikle belirtilmesi gerekmektedir. Memur hakkında soruşturma bulunması veya ceza davası açılması bir hukuk devletinde memurun kamu görevinden çıkarılması için yeterli değildir.
Yukarıda belirtilen hususlar, uygulamada genel olarak karşılaşılan kamu görevinden çıkarma gerekçeleridir. Memur hakkındaki iddialara göre bu gerekçeler çoğaltılabilir. Aynı zamanda dava dilekçelerinde kamu görevinden çıkarmaya ilişkin işlemin hangi temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği belirtilmeli, ulusal ve uluslararası mevzuata aykırılıklar ortaya konulmalıdır.
Açılacak Dava İle İlgili Diğer Hususlar
Memurlar kamu görevinden çıkarıldığı için yargılama giderlerini karşılaması kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürebilir. Bu nedenle davaların adli yardım talepli açılması uygun olacaktır. Dava adli yardımlı açıldığında karar kesinleşinceye kadar bütün yargılama giderlerinden muafiyet sağlayacaktır.
Bu davaların yürütmenin durdurulması talepli açılmasının pratikte bir faydası yoktur.
Kamu görevinden çıkarılan memur hakkında takipsizlik veya beraat kararı verildiyse mağduriyetin ortaya konulabilmesi için dava dilekçeleri duruşma talepli yazılabilir.
Dava dilekçelerin kişiselleştirilmesi önemlidir. Emsal dilekçeler üzerinden gidilse de uyarlama yapılması gerekir. Dava dilekçelerinin sayfalarca (30–40 sayfa) yazılmasına gerek yoktur. Anlatılmak istenen kısa, öz ve gerektiği kadar anlatılmalıdır.
Son olarak dava dilekçeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3 ve 5.maddelerine uygun olarak yazılmalıdır.
İdari yargılama usulünde dava açma sürelerinin kısalığı nedeniyle kamu görevinden çıkarma işlemi ile ilgili davaların açılması ve takibinin alanında uzman bir İdare Avukatı tarafından yapılması uygun olacaktır.