27 Mayıs için geri sayım başladı! Tarihte ilk kez özel bir şirket uzaya insan gönderecek
Ejderhayı kenetlemeye çalışıyorum.
Bu bir oyun değil. Simülasyon. Önümüzdeki hafta bu saatlerde gerçek astronotlar bu kontrolleri kullanarak Dragon uzay aracını Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetleyecek.
Bu gördüğünüz kişiler de Daft Punk grubunun üyeleri değil. Az önce kullandığım ve sizin de aşağıda adresini vereceğim linkten ulaşabileceğiniz arayüzü çalışarak tarihi bir uzay görevine hazırlık yapıyorlar.
27 Mayıs 2020’de ilk kez özel bir şirket tarafından uzaya iki insan taşınacak. Bugüne kadar 3 ülkeye ait 8 araç insanları uzaya götürdü (ABD’nin Mercury, Gemini, Apollo, Space Shuttle araçları; Rusya’nın Vostok, Voskhod, Soyuz araçları; ve Çin’in Shenzhou uzay aracı). Listeye şimdi de Dragon kapsülü ekleniyor. SpaceX uzaya insan götüren ilk özel şirket olma ünvanını kazanıyor. Bir başka deyişle astronot taksiciliği başlıyor 🙂
Şaka değil, gerçekten Dragon yani ejderha kapsülüne “astronot taksi” lakabı verilmiş. Gerek bu aracın ve gerekse bu uzay görevinin tüm aşamaları öyle ilginç tasarım özelliklerine sahip ki bana göre uzay çağında yeni bir döneme geçildiğinin en önemli işaretleri bunlar. 2001 uzay macerası gibi bilim kurgu filmlerindeki estetiğin gerçeğe dönüştüğü günlerdeyiz.
Geri sayımı burada durdurup bu fırlatmayı diğerlerinden ayıran 7 tasarım farklılığına bir göz atalım.
- UlaşımÖncelikle astronotları fırlatma rampasına götüren konvoya bakalım. Geleneksel olarak burada “astronot transfer van” denilen bir araç kullanılır. Bildiğin servis aracı gibi bir şey bu. Bu kez kullanılacak araç Tesla Model X. Falcon 9 roketine gidecek olan astronotları 14 km’lik yolda bir Model X taşıyacak. SpaceX – Model X. Adeta tüm markalama çalışması bugünleri düşünerek yapılmış gibi.
- LogoFalcon 9 roketinin üzerinde elbette SpaceX logosu var. Fakat bu uçuşu onlara yaptıran yani finanse eden kurum NASA olduğu için onların da logosunun bulunması gerekiyor. Bir tasarımcı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: köfte adı verilen bu logo, tasarım okullarında “bir logo nasıl tasarlanmamalı” konusunda ders olarak okutulmalı. Bu kadar mı kötü bir logo tasarımı yapılır? Bir de 70’li yıllarda kullandıkları logoya bir bakın. Solucan adı verilen bu logo tam tersine bence bugüne kadar bir marka için yapılmış en güçlü tasarımlardan biri. Tamamen geleceği çağrıştırıyor ama on yıllardır kullanılmıyor… idi… Bu fırlatmada birdenbire geri geldi. Falcon 9 roketinin üzerinde eski olmasına rağmen şimdikinden çok daha yenilikçi bu logo olacak.
- KıyafetModel X ile rampaya ulaşan atronotların kıyafetlerine ne demeli? Bunların tasarımı da özel olarak SpaceX tarafından yaptırıldı. Ve amaçları gerçekten de astronotları daha havalı göstermek. Bunun için Hollywood’da Batman, Wonder Woman, Wolverine, Black Panther gibi filmlerin kostüm tasarımcısıyla çalışmışlar. NASA’nın, Boeing’in ya da Rus Uzay Ajansı’nın yaptığı garip tasarımlardan oldukça farklı. O yüzden eskiden olduğu gibi kırmızı tulumlar giymiş astronotlar gibi değil de az sonra kırmızı halıda yürüyecek aktörler gibi duruyorlar.
- YolAslında astronotların da üzerinde yürüdüğü bir çeşit kırmızı halı var: mürettebat erişim kolu. Normalde inşaatlarda kullanılan iskelelere benzeyen bir yapı bu. Geçen yıl NASA’nın Kennedy Uzay Üssü’ne gittiğimde SpaceX’in kullandığı tarihi fırlatma rampasında bundan çok daha farklı yeni bir yapı görmüştüm. İşte o da tam olarak haftaya gerçekleşecek bu görev için tasarlanmış yeni mürettebat kolu. Astronotların uzaya gitmeden önce dünyada yürüdükleri son 25 metre. Sembolik önemi olan böyle bir yolun tasarımı da değişmiş.
- KapsülEn önemli değişikliklerden biri Dragon kapsülünün tasarımı. Koltuklarından renklerine ve yerleşimine kadar Tesla araçlarının iç tasarım estetiğinin ipuçlarını taşıyor. 4 metre çapında ve 8 metre yüksekliğindeki bu araç tıpkı bir Model X gibi 7 kişilik kapasiteye sahip. Alt tarafında 37 metreküplük bir bagajı var. İlk insanlı uçuşunda sadece 2 kişiyi götürecek ama daha sonraki görevlerde bu sayının artması bekleniyor.
- KontrolTesla araçlarının en önemli özelliklerinden biri geleneksel otomobil kontrollerini kaldırıp yerine dokunmatik bir ekran yerleştirmekti. Aynı şeyi Dragon kapsülünde de yapmışlar. Astronotların önünde üç tane ekran var. Bunlarda ne gördüklerini ve nasıl kontrol edeceklerini videonun başında göstermiştim. Aslında yine Tesla’larda olduğu gibi bunlarda da hemen her şey otonom olarak gerçekleşecek. Astronotlar gerekirse manuel kontrole geçecek. Diğer kargo görevlerinde gönderilen kapsüller ISS’teki robotik kol yardımıyla kenetleniyordu. İlk kez olarak Dragon uzay aracı, kenetleme işlemini kendisi yapacak. Bir aksilik olursa içindeki astronotlar manuel olarak kenetlemeyi gerçekleştirecek.
- FırlatmaGeri sayımın ardından Falcon 9 roketleri ateşlenecek. Kalkıştan 2,5 dakika sonra ilk aşama tamamlanarak booster ayrılacak ve dünyaya geri dönecek. 6 dakika sonra ikinci aşama tamamlanacak ve mürettebatı taşıyan Dragon kapsülü uzayda tek başına ilerlemeye başlayacak. Bir dizi hassas manevralarla yörüngede yavaş yavaş ilerleyip yükselmeye başlayacak. 19 saatlik bir yolculuğun ardından ISS’e kenetlenecek. Nisan ayından beri orada olan biri Amerikalı ikisi Rus astronot ve kozmonotlar kapıyı açarak gelen misafirlerini karşılayacak.
27 Mayıs TSİ 23:33’te gerçekleşecek bu tarihi fırlatmayı ben de canlı olarak yayınlayacağım ama buradan YouTube’dan değil, Dlive’dan aktaracağım. Geçtiğimiz ay Starlink uydularının fırlatılışını da yine sadece oradan canlı olarak yayınlamıştım. Fırlatma öncesinde canlı yayına 1,5 – 2 saat kadar önce başladım. Uzun uzun sohbet ettik izleyicilerle. Gerçekten çok güçlü ve tutkulu bir topluluğa sahip. Beni yayına davet eden Dlive çalışanlarından 2018’den beri Türkiye’deki yerel ofisiyle faaliyet gösterdiklerini öğrendim. Sağolsunlar bu videonun sponsoru da oldular. Dlive’ı kendim kullandığım gibi özellikle içerik üretmeyi ve ürettiği bu içeriği canlı yayınlarla sunmayı isteyen herkese tavsiye ederim. Çünkü blockchain tabanlı bir canlı yayın platformu. Bundan yani blok zincirinden Bitcoin özelinde bahsetmiştim sizlere. DLive geleceğin teknolojisi olarak adlandırılan bu blockchain üzerine inşa edildiği için sadece bir canlı yayın platformu değil aynı zamanda dünyanın en büyük merkeziyetsiz uygulaması (Decentralized application) olma özelliğini de taşıyor ve diğer canlı yayın platformlarının aksine kullanıcılarından aldığı kesintiler ile değil blockchain üzerine kurulu bu teknolojisi sayesinde bir gelir modeli üretiyor. Bu sayede hiçbir platform kesintisi yapmıyor. Bunun yanında hem kullanıcılarını hem de yayıncılarını ödül sistemleri ile sürekli olarak ödüllendiriyor. Sadece yayın yapan kişi değil bu yayınları izleyen ve sohbet eden kişiler de ganimet sandığı ile sürekli olarak Lemon puanlar kazanabiliyor ve bu puanlarla favori yayıncılarını destekleyebiliyor. BTT Stake özelliği kullanılarak platformdaki toplam tüketimden günlük olarak pay alınabiliyor ve bir pasif gelir kaynağı elde edilebiliyor.
27 Mayıs’ta hedeflenen bu fırlatmadan yine 1,5 saat önce -22:00’de- sizleri https://dlive.tv/BarisOzcan adresine bekliyorum. Hem soru-cevap yapıp biraz sohbet ederiz hem de bu tarihi fırlatmayı adım adım birlikte izleriz.
Fırlatılacak iki astronotun ne kadar uzayda kalacağına henüz karar verilmedi. Normalde 6 aylık görevler için gönderiliyor. Ancak bu uçuş bir demo olarak ilk kez yapıldığından 1 ila 4 ay arasında bir süre boyunca orada kalmaları bekleniyor. Giden iki astronottan biri uzaya Amerika’dan fırlatılan son kişi. Bunun da sembolik bir anlamı var. 2011 yılındaki son uzay mekiği görevinden bu yana Amerikalı astronotları Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden fırlatılan Rus Soyuz aracı uzaya taşıyordu, kişi başı 80 milyon dolarlık bir bilet fiyatı karşılığında. 9 yıl sonra ilk kez ABD astronotlarını kendi topraklarından fırlatacak ama bunu da yine kendisi değil ihale ettiği özel bir şirkete yaptırmış olacak. İşte tüm bu özellikleri nedeniyle bu fırlatmanın insanlığın uzay macerasında yeni bir döneme geçildiğini gösterdiğini düşünüyorum. Bugüne kadar devletlerin tekelinde olan uzayın artık özel girişimcilere de açıldığı bir yeni dönem olacak bu. Tasarımlarla beraber pek çok şeyin değiştiğine, hızlandığına, fonkisyonun yanında formun da önem kazandığına tanık olacağız.
Artık kartallar değil ejderhalar yüksekten uçacak…