10 kitap tavsiye 10.000 kitap hediye
Bugüne kadar sizlere pek çok kitap tavsiye ettim. Bugün de edeceğim. Ama bu kez sıra dışı bir dönemdeyiz. Belki de 21. Yüzyılda yaşanacak en zor yılın içindeyiz. Pek çoğumuzun evine kapandığı bugünlerde, bazılarımız kapanamıyor. Çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Bazılarımız yeme-içme, gıda gibi temel ihtiyaçlarını bile gidermekte zorlanıyor. Bunun için pek çok toplumsal destek organizasyonu başlatıldı ve saydığım bu zorunlu ihtiyaçların giderilmesi için dayanışma kültürünün çok güzel örnekleri veriliyor. Bana göre okumak da en temel ihtiyaçlardan biri fakat böylesi günlerde herkesin kitaplara erişimi o kadar da kolay olmuyor. O yüzden gelin birlikte bir hediye hareketi başlatalım. Okumak isteyip de kitaplara erişemeyenlere bizler yardımcı olalım.
Bu amaçla bugün belki bir kısmını bildiğiniz, okuduğunuz, benim bu kanalda daha önce tanıttığım bazı kitapları seçtim. Her evin kütüphanesinde olması gerektiğini düşündüğüm bir seçki bu. İçlerinde sadece Türk edebiyatından değil Kırgız, Lübnan, Rus ve Fransız edebiyatından da çok güzel örneklerin olduğu kitaplar bunlar. Hatta en sevdiklerimden birinin yazarı Khaled Hosseini Afganistan doğumlu. Bu romanlar hem dünya kültürlerini ve farklı bakış açılarını anlayabilmek, hem de okuma alışkanlığı kazanabilmek için bence çok doğru bir başlangıç. Öte yandan eğitim konusunu çok önemsediğim için bu konuda Atatürk’ün okulların müfredatına konulmasını istediği çok önemli bir kitabı da ekledim. Küçük yaşlardaki arkadaşlarımızın bilimle eğlenceli deneyler yaparak tanışabilmesi için de bir kitap var. Birazdan bu kitaplar hakkında daha ayrıntılı bilgiler de vereceğim ama önce şu hediye hareketini nasıl uygulayabileceğimizi bir konuşalım.
Bu video için bana sponsorluk teklifinde bulunan “Benim Kitap Merkezim” kısaca BKM Kitap yetkililerine, ben de karşı bir teklifte bulundum. “Sponsorluk bedeliyle kitap satın alıp dağıtabilir miyiz?” dedim. Onlar da bunu sevinerek kabul ettiler, zaten kendi kurumsal kültürleriyle de bunun çok güzel örtüştüğünü söylediler. Kendi kurucularının hikayesiyle beni tanıştırdılar. Anadolu’da büyüyen; kalemi, silgisi olmadan okuma öğrenen ve ilk kitabına ancak ortaokul yıllarında kavuşabilen bu gencin hikayesi zorluklarla devam etmiş ama bugün Avrupa’nın en büyük kitabevine dönüşmüşler. Bursa’daki 5000 metrekarelik şubesi o kadar büyük ki içinde koşarak olimpiyatlara bile hazırlanabilirsiniz. Bugünlerde fiziksel mekanlarda buluşmak yerine web sitelerinin sayfaları arasında buluşmak daha doğru olur zaten orası da milyonlarca kitaptan oluşan oldukça geniş bir kataloğa sahip.
Kısaca BKM Kitap bu videoya sponsor oldu, ben de size sponsor oluyorum. Hazırladığım listedeki 10 kitaplık paketten 1000 tane alıyorum ve sizlere gönderiyorum. Gönül isterdi ki toplamda bu 10.000 kitabı 10.000 ayrı kişiye gönderebilelim. Ancak gönderim ücretleri bazen kitabın kendisinden bile daha pahalı olduğu için bu fikirden vazgeçmek zorunda kaldım. BKM Kitap yetkilileri dileyenlere hediye kartı da verilebileceğini söyleyince şöyle bir kurgu yapmaya karar verdim. Aşağıda vereceğim linke tıklayıp çekilişe katılacaksınız. Bu link bu videonun yayına girdiği Pazar sabahı saat 09:00’dan 20 Nisan Pazartesi saat 21:00’e kadar 36 saat aktif olacak. Orada size bu kitap paketini mi yoksa hediye kartını mı istersiniz şeklinde bir soru var. Belki bu kitapları zaten okumuş olabilirsiniz. Ya da öğrencisinizdir ve sınavlara hazırlıkla ilgili başka bir ihtiyacınız vardır. BKM Kitap gerçekten de çok çeşitli kategorilerde milyonlarca kitabı oldukça ekonomik bir şekilde sunuyor. Eğer hediye kartını tercih ederseniz ve çekilişte kazanırsanız kendi listenizi oluşturup alabilirsiniz.
Bu gönderimi yapabilmek için sizden adres ve telefon bilgisi de istenecek, ancak bu bilgiler sadece çekiliş sonrasında kazanırsanız adresinize gönderim yapabilmek için kullanılacak. Kazananlar 21 Nisan Salı günü sadece isim olarak açıklanacak ve bu kitaplar ya da hediye kartını tercih ettiyse kendi seçtiği kitaplar adreslerine gönderilecek. Bunun dışında hiçbir şart aramıyorum. Bu kanala abone olmanıza ya da bir şeyleri beğenmenize gerek yok. Tek bir ricam var, kitaplar size ulaştıktan sonra onları okuyun. Dilerseniz başkalarına da örnek olmak için #TürkiyeOkuyor etiketiyle sosyal medyada paylaşın. Okuduktan sonra bu 10 kitabı 10 farklı kişiye hediye edin. İçinizdeki okuma tutkusunu, her türlü virüsten daha hızlı yayılacak şekilde başkalarına da bulaştırmaya değil ama ulaştırmaya çalışın. Eğer imkanınız varsa bana destek olun, en azından bu çekilişi ihtiyacı olanlara duyurun ya da daha da iyisi hazırladığım bu paketi ya da kendi paketlerini yapabilmeleri için bir hediye kartını siz alıp 1001. Kişiye hediye edin. Klişe gibi geliyor biliyorum ama ben de çok düşündüm bu konuda ve artık eminim. Dünyanın en güzel hediyesi kitap.
O zaman bu kitaplar üzerine konuşalım biraz. Bu kitapların her evin kitaplığında bulunması gerektiğini düşünüyorum. Böyle düşünüyorum çünkü “İnsana yön veren şey nedir, insana ne verilmemiştir, insan ne ile yaşar?” sorularını bize sordurtan Tolstoy’dan kısa hikayeler yer alıyor bir tanesinde…
Bu kanalda ilk tanıttığım kitaplardan biri olan “Satranç” izole günlerde daha da bir anlam kazanıyor. Geçen yüzyılın en önemli olayı 2. Dünya Savaşı sırasında yazılan bu kitap yüzeyde bir satranç maçını anlatırken, derinlerinde o günlerin yıkıcılığını bize hissettiriyor. Bir kez daha okursak şu sözü daha iyi anlayacağız galiba: “Yeryüzünde hiçbir şey hiçlik kadar insan ruhuna baskı kuramaz.” Peki bu baskıdan kurtulabilmek için kitaptaki karakterin bulduğu çözüm ne? Onu da okuduktan sonra siz yazın aşağıya…
Lübnan doğumlu filozof, şair ve ressam Halil Cibran’ın bu kitabı 20. Yüzyılın en çok okunan ve hediye edilen eserlerinden biriydi. Beatles grubunun solisti John Lennon’dan tutun, Elvis Presley’e kadar müzik dünyasının önde gelen pek çok ismi bu kitaptan etkilenip şarkılar yazmıştır. Elvis’in sevdiklerine en çok verdiği hediyelerden biri bu kitapmış.
Hikaye, roman ve felsefe kategorisindeki bu üç kitaptan sonra bir de bilim kitabımız var: Eğlenceli bilimsel deneyler. 8 yaş ve üstündeki herkesin elini taşın altına koyarak, deney yaparak bilim dünyasıyla tanışabileceği güzel bir kitap bu.
Dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri olarak kabul edilen Afganistan’ın başkenti Kabil’in Vezir Ekber Han bölgesinde yaşayan bir Peştun olan Emir adında bir çocuğun hikayesi var sırada: Uçurtma Avcısı. Bunu okuduğunuzda belki biraz gözyaşı dökeceksiniz ama aklınızdan hiç çıkmayacak bazı cümlelerle de tanışacaksınız. Ayrıntılı videosunu yapmıştım, ayrıca kitaptan uyarlanan bir film de var. Mutlaka okuyun, izleyin.
Kırgız Türkçesiyle yazılmış sıradaki kitabımızın orijinal adı “ak keme.” Beyaz gemi. Türk kültür zenginliğini dünyayla tanıştıran belki de en önemli yazarlardan biri olan Kırgız edebiyatçı Cengiz Aytmatov’un en güzel kitaplarından biri bu. Issık Gölü civarında yaşayan küçük bir çocuğun hikayesini anlatan bu kitap MEB Yüz Temel Eser arasında okullara ve öğrencilere de tavsiye edildi.
Orta Asya’nın beyaz gemisinden Batı dünyasının “Küçük Prens”ine geçelim şimdi de… Bu listede en bilinen kitap olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü dünyanın en bilinen kitaplarından biri. 361 dil ve lehçeye çevrilmiş. Hakkında sayısız uyarlama da yapıldı. Ama eserin bir nüshasının kitaplığınızda bulunmasında fayda var. Hala duymamış, okumamış da olabilirsiniz, bunun için daha önce hazırladığım videoya göz atabilirsiniz.
Bir zamanlar bir bataklık ülkesi vardı: Suomi. Bizim bildiğimiz adıyla Finlandiya. Bugün eğitim konusunda dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor ama bir zamanlar öyle değildi. Onların başarı hikayesini Rus yazarın kaleminden okuyoruz. Geçen yüzyılda kalkınmak için büyük adımlar atmaya çalışan her ülke gibi bizim ülkemizin de dikkatini çekmiş ve Atatürk zamanında ilk kez Türkçeye çevrilmiş. Öğrencilere ve öğretmenlere tavsiye ediliyor genellikle ama ben hayat boyu eğitime inanan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Daha önce tanıttığım sıradaki kitapla ilgili sadece şu kısmı okumakla yetineceğim: “İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…”
Listedeki son kitabı çok sevdiğim bilimkurgu yazarı Jules Verne’den seçtim. Denizlerin altında dış dünyadan izole bir yaşamı çok uzun bir süre önce yazmıştı. Hatta astronotların karantina günlerine ilişkin tavsiyeleriyle ilgili yaptığım videoda Avrupa Uzay Ajansı’ndan bir astronot da yine bunu tavsiye etmişti. Konusu ilginç, belki bundan uyarlanan filmlerden birini de izlemiş olabilirsiniz. Ancak şu günlerde farklı bir psikoloji içerisindeyiz. Şöyle düşünün, denizlerin altı en az uzay kadar keşfedilmeye muhtaç durumda. Öyle ki Ay’a ayak basan insan sayısı okyanusların en derin noktasına inen insan sayısından daha fazla. Biraz klostorofobik bir ortam belki ama empati kurmak bizim için çok daha kolay şu günlerde. Belki bizler de kendi derinliklerimizi keşfetmek için kendi iç denizlerimizde böyle bir macerayı göze alabilme cesaretini göstermeliyiz.
Umarım benimle bu yolculuğa çıkarsınız. Umarım seçtiğim bu kitaplar sizlerden en çok ihtiyacı olanlara ulaşır ve onlardan da başkalarına geçer. Umarım bu hediye hareketine siz de katılırsınız ve dünyanın bu en zor günlerinde sevdiklerinize dünyanın bu en güzel hediyesini verirsiniz.